BOŞ VARİL…
İki üstat yolda yürürlerken birden yukarıdan aşağıya
kendilerine doğru yuvarlanan iki varil görürler. Üstadın biri arkadaşına dönüp ‘’çok
ilginçtir üstadım, ikisi de aynı varil neden birinin sesi bu kadar çok çıkıyor
‘’ diye sorar..
Diğer üstat cevap verir…
‘’Neden olacak, muhakkak ki birinin içi boştur
üstadım. ‘’
Bu günlerde ülkemiz yine çok etkileyici, çok sesli gündemlerle
zorlu bir sürecin içine girdi. Gerek coğrafi yapımız, gerek stratejik konumumuz
yüzünden ülkemiz üzerinde oynanan siyasi oyunların sonu gelmek bilmiyor. Günlerdir yazılanlar, anlatılanlar, seyrettiklerimiz
bana göre çokta şaşırtıcı şeyler değil.
Şuanda gündemde hükümet var, cemaat var, muhalefet var,
kanun var, savcı var, polis var, ortada işlendiği üzerinde konuşulan büyük bir
suç var,, Her kim ne yaptıysa vatandaşın hakkı nasıl yendiyse hesabı da öyle
sorulsun. Burada beni en çok rahatsız eden konu olayın rüşvet ve yolsuzluk
ötesinde başka boyutlara taşınarak yine Müslümanı Müslümanla karşı karşıya
getirme noktasında dış güçlerin elde edecekleri başarı. Hem İslami açıdan hem
ekonomik olarak sergilediğimiz tavırdan, elde ettiğimiz başarıdan rahatsız
olanlar var.
Devletlerin savaşı bitmez. Lütfen bunu görelim. Evet
kayıtsız kalmayalım ama biz savaşmayalım.
Kendimizi bildik bileli dünyada siyasi komplolar,
skandallar, rüşvetler, yolsuzluklar
yüzünden hükümetler parçalanarak son bulmadı mı? Koskoca Osmanlı 600 yy.
sürdürdüğü yönetimi sırf bu konular yüzünden kaybetmedi mi?
Kim kusursuz! Gidenler mi, kalanlar mı, şimdikiler mi,
biz mi?
Bu günlerde de çıkan gürültünün fütursuzca
araştırmadan, kulaktan kulağa yazılanların söylenenlerin hesabı yok. Yerel basın,
ulusal basın, medya bu günlerde çok yoğun. Sosyal medya ise amiyane bir tabir olacak
ama yıkılıyor. Dün dost olanlar bu gün kanlı bıçaklı, dün göğe çıkarılanlar bu
gün yerin dibinde. Bilende konuşuyor bilmeyende.
İnsanın en kıymetli ilişkisi, kendisiyle olan ilişkisidir.
Bu durum aynı zamanda ülkeler içinde geçerli. Bumerang yasasını unutmayalım. Ne
atarsak bize o geri dönecek.
’Konuş ki seni göreyim ‘’demiş Sokrates. Konuşalım,
yazalım, çizelim ama şunu lütfen göz ardı etmeyelim, bu gün konuştuklarımız
yarın kaderimizi belirleyecek. Gereksiz gürültüden aslı duyamaz olduk. Yine
aynı gaflet içindeyiz. Eski manzaralarla karşı karşıyayız. Ancak eski
manzaralara yeni gözlerle bakmak zorundayız. Elimizdeki kalemin ucu sivri
dilimizin de kemiği yok. Ama yazdıklarımızla, söylediklerimizle etkilenecek
strateji belirleyecek çok.
Yunus Emre nin dediği gibi, baş kestiren, balyoz gibi
sözler yerine anlaşmazlıklara tezatlıklara son verecek sulh sağlayacak en
azından galeyana getirmeyecek sözlerle yola çıkmamak lazım.
‘’ Söz ola kese savaşı ,
Söz ola
kestire başı,
Söz ola ağulu
aşı
Bal ile yağ
ede bir söz ‘’
Yunus
Emre
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder