Can Dost

Can dost

Ellerini açtığında, semaya uzandığında tutamayacağın sandığın yıldızlara dokunduğunda

güneşin seni ısıtırken hiç bu kadar mutlu olmadığında

ılık esen rüzgar yüzünde saçlarında dolaşırken yaşadığın huzurda

kör olup göremediğin barışta ,

din, dil, ırk, demeden savaşmayıp paylaştığın yaşamda

bir yudum suda, tek nefeste, bölüştüğün lokmada

seni tanımayan hayatlara ismini yazıp dokunduğunda

tek kelime etmeden gözlerinle konuştuğun

yanında olsun olmasın kalbinin en saklı köşesinde

var olan can dostta saklı yaşam...


yeşim ce...


her şeyin güzel yaratılıp çirkinleştiği dünyada yürüdüğümüz bu kısa hayat çizgisinde iyi ki varsın diyebileceğimiz can dostlar la olmak can dost olmak dileğiyle...

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Ben anne oldum

BEN ANNE OLDUM...
(Her hamile kadın bir mucizenin temsilcisidir.. 
Mucizeyle ilgilenelim vesileyle değil... )
23 yaşındaydım doktorum bana anne olacaksın dediğinde..belkide bir kadının duymak isteyeceği en güzel kelime ANNE ...
İlk ay kontrole gittiğimde ultrasonda görünen fasulye ..
İkinci ayda ultrasonda bir kurbağa.. 
Ama üçüncü aydan sonra gözlerim hep ekranda .. Küçücük gövdede cılız kollar ve ayaklara bağlı kocaman bir baş..
Beşinci aydan sonra içimde hep bir korku .. Hiç hissetmediğim duygular.. Yürüken uyurken yemek yerken korkuyorum..
Yavaş yavaş büyüyen karnıma baktıkça hiç büyük bir karın görmüyorum.. 
Birden sanki şeffaflaşıyor her şey ve ben o şeffaflığın içinde içimdeki yavaş yavaş büyüyen o varlığın ellerini kollarını kıvrılmış duruşunu görüyorum.. 
Yedinci ayda ellerimi karnıma her koyduğumda bana uzanan ellerini ellerime dokunan ayaklarını hissediyorum..
Geceleri yatarken ne zaman yan dönsem onun rahatsız olacağını düşünüp ellerimle acaba ne tarafta yatıyor diye düşünüp ben rahatsız olsam da onu düşünerek uyuyorum..
Ben anne oluyorum.. Ama aynı zamanda bir evrim geçiriyorum.. Ellerim ayaklarım kocaman bir karnım.. Ağrıyan belim ayaklarım..
Daha sayamayacağım bir sürü değişiklik oluyor vücudumda...
Ama görmüyorum hiç birini umursamıyorum.. Çünkü şeffaflaşan karnımın içindeki Allah'ın mucizesi bana verilen o büyük nimet... 
Nasıl nefes alıyor o suyun içinde ...
Nasıl bağlı bana o hortumla nasıl besleniyor..
Ben ona dokununca o da bana dokunuyor..
Bedenimde bir küçük beden
Canımda bir küçük can...
Bir melekken gönderildiği yerden bir insan oluyor içimde...
Buna bir vesile veren ya Rab .. 
Bu mucizeyi görsünler diye beni anne yapıyor.. 
Duygularımı kimyamı değiştiriyor her gün...
Ama sadece bana değil bu mesaj beni gören herkese...
Bak diyor...
Bir can içinde bir can daha yarattım...
Sebebi bir hiç .. Mucizesi anlatılmaz...
İşte ben böyle bir gücüm.. Yoktan var ederim...
Ben anne oldum... 
Ben mucizeyle buluştum..
O isteseydi bölünerek ürerdik...
O isteseydi yumurtadan çıkardık..
O böyle istedi... 
O yüzden vesile ile değil mucize ile ilgilenelim..


15 Temmuz 2013 Pazartesi

Çağrı Merkezi Kursu


Hen engelli hem kadın olmak şartıyla çifte pozitif ayrımcılık yaparak açtığımız çağrı merkezi kursumuzda kursu başarıyla tamamlayan kursiyerlerimize iş imkanı sağlayarak akademi grup bünyesinde istihdam ederek,onlarında toplumda fırsat verilirse başarılı olabileceklerini ve engellerinin topluma karışmak için engel yaratmadığını gösterdik...

örnek teşkil den çalışmamız diğer çağrı merkezlerininde bu konuda çeşitli hassasiyetler göstermesine sebep oldu ..bu sonuç projenin istenilen farkındalığı yakaladığını bir gösterdi bizlere...











Çarpana Dokuma

ÇARPANA DOKUMA

Kurulun çalışma esaslarında kadına girişimcilik ruhunu kazandırıp istihdam yaratmaktı..

2007 yılında kurulan kurulun ilk projesi o dönemin başkanı Adnan Sakoğlu'nun gelen ziyaretçilere hediye edecek hiç bir şey bulamıyoruz Samsun'a özgü bir el sanatımız yok mu hediye ederken bizde ili yansıtalım dedi..

Bunun üzerine merkez ve ilçeler dahil olmak üzere samsun olgunlaşma, kız meslek lisesi, kültür turizm müdürlüğü dahil olmak üzere birçok araştırma yaptık..ancak çok kozmopolit bir yapıya sahip olan samsun için böyle bir yöresellik mümkün değildi..tam olumsuz bir başlangıç derken kız meslek lisesinde ÇARPANA denen bir kuşak dokuma kursundan yüzlerce insanın mezun olduğunu gördük.. araştırınca bu kuşağın aslında kurtuluş savaşına uzanan bir hikayesi olduğunu kalın halat lazım olduğu bir anda köydeki kadınların bütün örgü yelek elbise hırka ne varsa sökerek bunları tekrar ip haline getirip kare levhalara delik açarak elde ettikleri malzemeye ipleri bağlayıp tezgahsız kalın kuşak dokuduklarını öğrendik..kurulumundan desen dizaynına kadar tam bir zeka işi olan ÇARPANA'nın o yılların zorluğuna karşın desen ve renk birlikteliğiyle kadını yansıtması inanılmazdı..

Hemen bu dokumayı simli floşlu iplerle dokuyarak lokum kutularının üzerine monte ettik.. İçine lokum doldurup kapağına da orjinal bir şekilde hem Türkçe hem İngilizce hikayeyi yazıp birkaç resimle süsleyip 1000 tane iş adamına şeker bayramında oda adına gönderdik..

İşte o gün başlayan hikaye 2009 yılında ÇARPANA'nın ben ve iki arkadaşım tarafından şirketleşerek hayata geçmesine sebep oldu.. Şu anda ÇARPANA 2011 yılından itibaren ortaklarımın ayrılmasıyla benim yürüttüğüm bir şirket olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.. ÇARPANA'dan yastıklar, çantalar, şapkalar, yelekler abiye kıyafetler, kemerler, ayakkabılar, sayısız  çeşit ürün elde ederek onu pazara kazandırdık.. tabii ÇARPANA'nın keşfi Türk el sanatlarına da el atmama sebep oldu.. İçine oya, kanaviçe dantel, tel kırma derken Türk kadının yaşatan her şey dahil oldu.ve çarpana aslında bir misyonu da üstlenmişti. Şehir ölçeğinde ulusal basına kadar taşınan bu yapı ilin içinde Ayvacık ilçesinde bir atölye ve kadın kültür evinin kurulmasına kadar uzanan bir başarı öyküsü de yakaladı. ÇARPANA Antalya'da yöreks ( yöresel ürünler fuarına ) katıldı..

Ve en son ÇARPANA CEMİL İPEKÇİ koleksiyonunda yer almak için gerekli görüşmeler yapıldı..ve samsun markası olarak işlenmek üzere yeni bir başlangıç yaptı. ÇARPANA aynı zamanda Ayvacıklı hanımlarında başarıyla hayata geçirdiği bir çok ürüne yansıyarak orda yapılan kurs sonucu AYVACIK KADIN KÜLTÜR EVİ açılmasına sebep olacak bir yolculuğa da eşlik etti.  tarihin önemli bir çok noktasında görev yapan bu dokumanın bizim şehrimize ait özelliklerle özdeşleşip bir samsun markası yaratmak içinde  her türlü çabayı göstermiş bulunmaktadır. 

















İş hayatında kadınlara ve gençlere yönelik fırsatlar

İŞ HAYATIN DA KADINLARA VE GENÇLERE YÖNELİK FIRSATLAR


2009 yılında  sahada yaptığımız çalışmalarda gördük ki aslında bizde dahil üniversite bitmiş dahi olsa ticari hayata atılırken tamamen denem yanılma yada daha önceki örnekleri kopyalama yöntemiyle çalışıyor ve hayata atılıyoruz..

Devletin verdiği destekler alınan hibeler veya özendirici teşviklerin çoğu bu bilinçsiz atılımlar yüzünden hayata geçmemekte ve hatta birçok insan büyük zararlar görmekte..küçük esnaf rekabetçi ortamda erimekte..yeni gençlik iş kurma noktasında tereddütte ve kadınlar hepten ürkek bir yapıyla hiçbir şeye cesaret edememekte..

Kurul üyemiz olan aynı zamanda İngiltere de de öğretim görevlisi olarak görev yapan bir arkadaşımızın önerisiyle İngiltere deki modeli anlatmak dünya buna nasıl bir çözüm getirmiş arayışıyla bu örneği şehrimize anlatmak üzere İngiltere iş geliştirme uzman ve danışmanı bir konuk ağırladık..

İlimizdeki birçok iş adamı ve iş kadının davet ederek büyük bir çalıştay yaptık..İngiltere ticaret odalarının para asıl danışmana teslim edilip rekabet ortamından kartvizitine kadar her şeyi planlayıp hem girişimciyi verdiği destekle güvende tutmakta hem de verdiği destek krediyi doğru harcatarak israfı önleyip başarıyı sağlamakta büyük önem taşıyan bu danışmanlarla ticaret odalarının asıl amacına hizmet etmektedir..

Çalıştay dünya ve Türkiye örnekleri ticaret oda çalışma sistemleri gibi birçok konuyu işlenmesi ve fikir alış ve verişleriyle iki gün boyunca başarıyla sonuçlandı..tabii bizde çok bir şey değişmedi..hala kosgep onbeş günde girişimci eğitimi verip proje yaptırıp ciddi bir rakamı girİşimciye teslim edip hadi rast gelsin demeye devam etmekte..aynı şey mikrokredi ve diğer teşvikler içinde geçerli..ne işve işçi bulma kurumlarında ne oda borsa ve esnaf odalarında nede kosgepte böyle bir arge çalışması yapacak danışmanlar hala mevcut değil..zaten verilen proje ve hibelerin yüzde dönüşlerine bakılırsa ziyan olan para alınan paradan daha çok borçla batan insanlar ve bir sürü sıkıntılar işin cabası..


DÜŞÜNDÜM BULDUM İŞİMİ KURDUM

Bu projeyide tamamen üniversite mezunu akademik kariyerini tamamlamış fikri olan veya ticaret yapmak isteyen gençler için planladık..çünkü okulların bitmesiyle ellerindeki bilgi birikimini ticarete dökmek isteyecek bu gençlerin fikirleriyle yeni girişimler çıkabilir diye düşündük..dört ay boyunca bir danışmanlık firması ve omü den aldığımız destek ve rol model iş adamı kadınlarla bu projeyi tamamladık..çok güzel fikriler geldi..ama hepsi finans noktasında sıkıntı yaşıyordu..özellikle iki proje çok etkiliydi..üniversite mezunu gençlerin bu kurs sayesinde aslında staj noktasında çok az eğitim aldıklarını teorik eğitim kadar o sıralarda pratik eğitilmede tanışmaları gerektiğinin sonucunun çıkararak o saatten itibaren üniversite ve oda iş birliğiyle en az ikinci sınıftan sonra bu çocukların iş yerlerinde staj görmeleri için gerekli görüşme girişimleri başlattık..çünkü gördük ki işletme bölümü mezunu çocuklar son sınıfta üç ay staj almakta..buda iş yerine adapte süresinden bile az bir zamana denk gelmekte..

Bu çalışmanın uygulamasını yaptığımız birkaç şirkette stajını yapan arkadaşlar mezuniyet sonrası işe devam ettiler..ve şu anda ticaret ve sanayi odası işbirliğiyle omü tarafından bu işbirlik esasli çalışmalar devam etmekte…












13 Temmuz 2013 Cumartesi

Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar, onlar oluşurlar

GÜZEL İNSANLAR ÖYLECE ORTAYA ÇIKMAZLAR ; ONLAR OLUŞURLAR.....!!!!!!!!!!!

Tanıdığım en güzel insanlar, yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi ve kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş romantik ve anarşist olan insanlardır.
Bu kişiler yaşama karşı geliştirdikleri kendine has takdir, direniş, duyarlılık ve anlayışla; şefkat, nezaket, bilgelik ve derin sevgiden kaynaklanan bir ilgi ve sorumlulukla doludurlar.

Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar; onlar oluşurlar.'

11 Temmuz 2013 Perşembe

Can dost

Can dost
Ellerini açtığında, semaya uzandığında tutamayacağın sandığın yıldızlara dokunduğunda,
güneşin seni ısıtırken hiç bu kadar mutlu olmadığında
ılık esen rüzgar yüzünde saçlarında dolaşırken yaşadığın huzurda
kör olup göremediğin barışta ,
din, dil, ırk, demeden savaşmayıp paylaştığın yaşamda
bir yudum suda, tek nefeste, bölüştüğün lokmada
seni tanımayan hayatlara ismini yazıp dokunduğunda
tek kelime etmeden gözlerinle konuştuğun
yanında olsun olmasın kalbinin en saklı köşesinde
var olan can dostta saklı yaşam...

yeşim ce...

her şeyin güzel yaratılıp çirkinleştiği dünyada yürüdüğümüz bu kısa hayat çizgisinde iyi ki varsın diyebileceğimiz can dostlar la olmak can dost olmak dileğiyle.
..