BUNUN ADI KADER
Mİ ?
Bazen başlık parası, olur küçük bedenin
Bazen ortasındasın, kör olası berdelin
Kaçışın yok yağmurdan
Doluya tutulmadan
Ya gelin olacaksın
Ya da vurulacaksın
Bakmaz gözün yaşına, ne baban ne akraban
Kurban eder töreye,
Canına acımadan...
Bazen ortasındasın, kör olası berdelin
Kaçışın yok yağmurdan
Doluya tutulmadan
Ya gelin olacaksın
Ya da vurulacaksın
Bakmaz gözün yaşına, ne baban ne akraban
Kurban eder töreye,
Canına acımadan...
(Mehmet
Fikri ÖNALAN)
Kız çocuğunun kaderi yüzyıllardır çözülemeyen, aslında yanlış
bir kelime kullandım çözülmek için çaba sarfedilmeyen en büyük kanayan yara
olmaktan bir adım öteye gidememiştir..Ne gelişen teknoloji, ne ilmin irfan nın
artması, nede demokraside varolan
eşitlik yasaları parmak basamamıştır bu mevzuya.Aksine görmezden gelinen bu
sorun artık sivil toplum örgütleri ve yazılı görsel basının önlerine sürekli
sunmasıyla yeni yeni konuşulur çözüm aranır hale gelmeye başlamıştır.
Sorun kadının, kız çocuğunun sorunu gibi görünsede bütün
sorun kadına ve erkeğe bu çözümsüzlüğü
yaşatan toplumsal tabularda ve nefsini bir türlü kontrol edemeyen erkeğe aittir
aslında.
İki ayrı fıtratla farklı genler ve özelliklerle yaratılan
kadın ve erkek birbirini tamamlamak için dünyaya gönderilmişken nedir bu kadın
ve kız çocuğunun çilesi diye sormak lazım..
Peygamber efendimizin yaşadığı 600 lü yıllarda diri diri
gömülen kız çocuklarının neden buna maruz kaldığını bu günlerde şahit
olduklarım, bilakis tanıştığım bu çocuklar sayesinde çok daha iyi anlıyorum. Her
kötülüğün başı gösterilen kadının ortadan kaldırılmaya çalışılmasının asıl sebebi,
o kötülükleri yapanların kendilerini kontrol etmek yerine sorunu gözünün
önünden uzaklaştırarak günahtan kaçma çabaları değil midir.
Çocuk gelinler ve ensest sorunu gerek ülkemizde gerekse
dünya genelinde önlenmesi için en az
adımın atıldığı sorunların başında geliyor.UNICEF in en son raporunda dünya
çapında 25-49 yaşları arasında yapılan çalışmada 400 milyondan fazla kadının
çocuk yaşta evlendirildiğini işaret ediyor.
Sadece Diyarbakır
Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nde 2010 yılında 573, 2011 yılında 520,
bu yılın ilk 8 ayında ise 193 olmak üzere 18 yaş altındaki toplam 1286 çocuk
anne olmuştur..!
Almanya da her yıl 3
binden fazla genç kadın zorla evlendiriliyor. Bunlardan yüzde 30u ise 18 yaşın
altında; yani çocuk.
Devletler önlem
almamayı sürdürdüğü takdirde, 2020 yılına kadar 100 milyon çocuğun gelin
olacağı tahmin ediliyor.
Bu sorun artık küresel
bir sorun olarak kabul edilmekte.Türkiye de doğuya doğru yaygınlık gösterdiği
düşünülen bu durum gelişmekte geri kalmış diğer dünya devletlerininde baş
sorunlarından birisi.
Sorun evdeki
ebeveynden, mahalle muhtarına, doktora, imama kadar giden geniş ve organize bir
çözüm ağı çalışması gerektiriyor.
TBMM Kadın Erkek
Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) geçen sene bir alt komisyon kurarak
hazırladığı raporu artık hayata geçirmeli ve Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ve
bakanlık bu raporları dikkate alıp yaptırım gücü yüksek kanunlar çıkarmalıdır.
Çocuk yaşta
evliliklerin sonuçları ise her biri farklı, evlendiği kişiye göre değişiklik
gösteren sonuçlarla ortaya çıkıyor. Kimi evleneceği kişiyi tanımadığı için ya
da tanısa bile sevmediği, zorla evlendirildiği için; evlendiği gece kağıt
üzerinde kocası olan kişinin anlayışsızlığı üzerine, kocası tarafından tecavüze
uğruyor; kimi, çocuğunu doğururken ameliyat masasında kalıyor ya da bazıları
henüz kendi çocuk olduğundan çocuk yetiştirmenin bilincinde olamıyor.
Dolayısıyla çocuğunun da sağlığı tehlikede olabiliyor. Bir çoğu karın tokluğuna
çalışan ev işçisi oluyor, kocasına en ufak bir itaatsizliğinde koca şiddetine
maruz kalıyor, kimi zaman kadın cinayetine kurban gidiyor, kimi ise yaşadığı
acıların son bulmasını istediği için intihara sürükleniyor .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder