Can Dost

Can dost

Ellerini açtığında, semaya uzandığında tutamayacağın sandığın yıldızlara dokunduğunda

güneşin seni ısıtırken hiç bu kadar mutlu olmadığında

ılık esen rüzgar yüzünde saçlarında dolaşırken yaşadığın huzurda

kör olup göremediğin barışta ,

din, dil, ırk, demeden savaşmayıp paylaştığın yaşamda

bir yudum suda, tek nefeste, bölüştüğün lokmada

seni tanımayan hayatlara ismini yazıp dokunduğunda

tek kelime etmeden gözlerinle konuştuğun

yanında olsun olmasın kalbinin en saklı köşesinde

var olan can dostta saklı yaşam...


yeşim ce...


her şeyin güzel yaratılıp çirkinleştiği dünyada yürüdüğümüz bu kısa hayat çizgisinde iyi ki varsın diyebileceğimiz can dostlar la olmak can dost olmak dileğiyle...

20 Mart 2019 Çarşamba


DİĞER YARIM…
Yunan mitolojisinde, yaratıcı özlemi arayan insan oğlunun, her içinden çıkamadığı gerçeğe bir Tanrı atayarak yaradılışının sebebini aramasından kaynaklı bol Tanrılı hikayelerle dolu tarih kitaplarını okuyarak büyüdük.
Oysa ki bizi yaratan büyük güç, kendi kudretine aklı yetmeyen insanoğluna inanılmaz mucizelerle dolu mükemmel bir hayat sunup, bir tek şey istemişti.
Yarattığım her şeyi sevin, Yaradan'ınızdan ötürü..
Dinler tarihine çok meraklı biri olan bendeniz, hala ilk insanların birbirini keşfederken hangi duygular içinde olduğunu merak eder dururum.
Bazen ilk insan olurum, ikinciyi görünce ne düşünürdüm diye düşünürüm... Zaman içerisinde birbirine çok benzeyen aynı bütünden iki yarım ayrı yerlerde yaşayan insanlar var olduğuna inanırım.
Bunların aynı cins olması da gerekmez.. İç kodlamaları aynı, genetik görselleri farklı.. Hani bizim halk tabiriyle ''ruh ikizi'' dediğimiz kişiler...
Onu da merak ediyorum aslında çok...
Kaç kişi bulabildi acaba o ruh ikizini... Benim diğer yarım dediğini...
Bulanlar vardır elbet..Bulup geç kalanlar..Hiç bulamayanlar...
Bir baksak sayısız hikaye çıkar her taraftan ayrı ayrı...
Özellikle hızla gelişen dünyada düşündüren sorularda bir hayli fazla çıkıyor karşımıza..
Gençlerle çalışınca bu farkındalığımda artıyor nerden aklına geliyor demeyin bana..
İslam son din..Peygamber efendimiz son elçi. Kuran son kitap...
Dünya bu gerçekle sonlanacak...
Dinde revizyon mümkün değil bu bizlerin bütün dini değerlerine aykırı.
Ama dini hızla kötüleşen, sonu yaklaşan dünyaya anlatmak, doğru yaşatmak, yeni nesle diretmek yerine onları ikna eden yaklaşımlarla bu maneviyatı kazandırmak gerektiğine olan inancım sonsuz..
Bunu her gerekli platformda dile getiriyorum.
‘’Çocuğum ne demek DEİZM’’ demek yerine çocuğum bu noktaya nasıl geldin, biz nerde eksik kaldık, nereyi yarım bıraktık, anlatamadık yacda biz de de eksik demek lazım önce..
Neyse bu sular çok derin sular..Bu kıyılardan girip karşı kıyılara çıkma şansımız yok..
Çektiğim bir fotoğrafın üzerinde oynarken aklıma yine tarihte aklımda kalan Yunan Tanrısı Zeus’un çift yaratılmış insanlarla ilgili mitolojik hikayesi geldi..

Tanrılar tanrısı Zeus var o dönemlerde, sıkılmış “insanlar yaratayım.” Demiş.Ancak  yarattığı her insan çift biçiminde oluşturmuş. Sırtlarından birbirlerine yapıştırmış.Tek olmasınlar istemiş. İnsan düşünün çift ve yapışık.
Bu insanlar çifter çifter birlikte çok mutlu ve gayet iyi anlaşarak büyülü bir biçimde yaşamlarını sürerken, aldıkları keyiften ve birlikteliklerinin şahaneliğinden olsa gerek onları yaratan tanrıların tanrısı yakışıklı ve çapkın yüce Zeus’u bir zaman sonra unutmuşlar. Şükretmeyi, anmayı, bilimum ibadet neyi gerektiriyorsa hiçbir şeyi yapmamışlar.
 Zeus bu durumu fark edip, mutluluklarından dolayı kendisini unutan halkını uyarmış. Ancak bu uyarılar da bir işe yaramamış. İşte o derece mutluklar sunmuş Zeus düşünün. Tabii ki  istediği olmayınca, nankörleşen insanoğluna cezalar, felaketler yollayarak diğer tanrılar gibi bir ceza armağan edene kadar..

Kudretli sesiyle; “ben size mutluluk verdim, hayat verdim, ancak siz buna şükretmeyi bilemediniz. Doğru yoldan ayrıldınız.Oysa ki siz birbirini tamamlayanlar olarak özel yaratıldınız. Bu sebeple sizleri ayırıyorum” deyip çiftleri sonsuza dek çaktığı şimşeklerle ayırıp başka başka yerlere atarak
‘’Ancak çok iyi olanlarınız birbirini bulacak ve kavuşacak diğer yarısıyla tamamlanacak’’ demiş...
Zeus un lanetimi, yoksa ruh ikizini hakkedenlerin birbirini çekim gücümü bilinmez bu benzeyiş öyküsü
İşte o zamanlardan bu zamanlara bu mitolojik hikayeden de anlaşılacağı üzere sadece ben merak etmiyorum insanoğlu ve yaradılışın bugüne gelişini.

Diğer yarısını, gerçek yarısını bulanlara yani tüm iyi insanlara sonsuz sevgilerimle hep tamamlanmış mutluluklar yaşamaları dileğiyle..
Yeşim……



Müzik: Anjelika Akbar

1 Ocak 2019 Salı

TETİĞE DEĞİL, DENKLANŞÖRE BASIYORLAR. ÖLDÜRMÜYOR, ÖLÜMSÜZLEŞTİRİYORLAR.!
Samsun Kızılırmak Deltası Ķuş Cenneti'n de yasanan, videolarını paylastığım üzücü olayın bir daha yaşanmamasını dileyerek sizlere genç, yetenekli, bir o kadar efendi, hayata yeni hazirlanan bir genci tanıstirmak istiyorum.
Alihan'ı 15 yasinda tanidim. Ondokuzmayıs lisesinde o yasta açtığı fotoğraf sergisini gezerken.
Alihan nın fotograf karelerinin yüzde doksanı kuşlar ve doğaydı.
Fotoğraf karelerinde ki kuşlar o kadar gerçek gibiydi ki insan odaklanmadan yapamıyordu..
Özellikle bir baykuş fotografı vardi ki sanki gözleri gözlerinizin içinde..
Sohbet ederken bu merak nerden, bu fotograflar nerde çekildi derken Kızılırmak Deltasının olağan üstü bir canlılar hazinesi olduğunu, her bir kuşun nasıl pozlarını yakaladığını, nasıl hareket ettiklerini anlattı.
Sonrası Alihan bizim Elvin çalısmalarında yaptığımız etkinliklerde bütün cocukların, yaşlıların, özel cocuklarımızın fotoğraflarını çekip onlara göndererek, onları mutlu etmeye basladı.
Cunku sanatı buydu. Sevdiği işi yapıyordu.
Bizlere de programlarımızın fotograflarını videolarını hediye ediyordu.
Alihan gecen bu üc yil icinde sayısız ödul aldı. Universiteye Delta da hazırlandı.
Geçen yılda Antalya da fotografcılık bölümünü kazandi okuyor.
En son Ankara da beraberdik.
Yesim Abla aklım hep Samsun da dedi.
Niye Alihan bir sıkıntımı var ailende dedim.
Hayır deltaya artık giremiyoruz biliyorsun fotoğrafçılara yasaklandı dedi.
Niye dedim kuşları ürkütüp kaçıŕıyormuşuz.
Buna katılmıyorum çünkü bizim gibi orda olan herkes nerdeyse doğada kayboluyor. Öyle malzemelerle kamufle oluyoruz ki yoksa bu karelerin çıkması mümkün degil dedi.
Babam fotoğraf çekmekten vazgecti, şimdi bekcilik yapıyor nerdeyse çünkü en son anlatıkları çok korkunçtu. Kaçak avlanma devam ediyormuş ne yapmali...
Yazin yetkili yerlere şikayet edin Alihan dedim.
Dün sabah ki videoya kadar..
Sonrası olaya değerli basınımızın da duyarlılıkla destek vermesiyle en yetkili yerlere kadar hızla ulastı.
Ben gerekenin en acil önlemlerle çözüme ulaştırılacağına inaniyorum.
Çünkü bütün bürokratlarımız o bolge icin cok çaba sarfediyorlar.
Delta yıllardır Unesco Dünya Doğal Miras Alanı olabilmek için mücadele ediyor.
Milli parkların himayesine hala geçememiş olmasını da anlayamadığım yüzlerce kuş, yaban atlarından, mandalara kadar sayısızda hayvanın yaşadığı bir yer burası.
Demek ki yeterli koruma gerçekleştirilemiyor.
Bu görev kimdeyse bunda eksik kalmış başaramamış.
Ki bu boyle bir zaafiyeti kaldiracak bir konu degil, bu kadar hassas bir dönemde.
Bende diyorum ki, defalarca fahri koruma görevi isteyen her türlü tedbiri alan bu profesyonel insanlar giremiyorsa sebeb kuşların ürkmesi kaçması kadar hassasiyet gösterilen bir konuysa hic kimse girmemeli..
Mandası olanlar fotoğrafçılardan daha mı bilinçli daha mı hassas..
Belli kriterleri olan bu insanlarda orda olmalı diğerleri girebiliyorsa..
Ellerinde ki malzemeler cok pahalı ve ağır malzemeler..Kamuflaşlari kum torbaları ile geziyorlar doğayla bütünleşsinler diye ..
Ayrica varlıkları kaçak avcılarıda korkutuyor alandan uzak tutuyor. Bu çelişkili onlemlerin sonucuda video da..
Çok gec olmadan hersey tekrar düşünülmeli..
Dünya kilometrekare alanlari nasil koruyor önce bu öğrenilmeli..!
Avcılık klübü kendi isimlerini, avcılık meslegini karalayan bu kisileri kendi ruhsatını alıp men etmeli. Hiçbir gerçek avcı türü tukenen canlıyı öldürmez. Hicbir gercek avcı yasak yerde avlanmaz.
Profesyonel fotoğraf sanatıyla uğraşanlar deltada tetiğe basmıyor, denklanşöre basıyorlar.
Yaptikları işle onları öldürmüyor, ölümsüzlestiriyorlar.